top of page
yoncateke

HEIDI, ALPLERİN KIZI - İSVİÇRE'YE YOLCULUK (03-08 Şubat 2023)

Updated: Jun 7, 2023

YÜZÖLÇÜMÜ

41285 km2, Konya’dan biraz hallice… (ülkemizle kıyaslamadan anlayamıyorum, benim gibi olanlara….:)


VİKİPEDİ DER Kİ: İsviçre veya resmî adıyla İsviçre Konfederasyonu; Batı, Orta ve Güney Avrupa'nın kesişme noktasında bulunan bir ülke. Federal otoritelerin merkezi Bern ile birlikte 26 kantondan oluşan bir federal cumhuriyettir. Kuzey sınırında Almanya, batısında Fransa, güneyinde İtalya, doğusunda Avusturya ile Lihtenştayn yer alır.

İsviçre, denize kıyısı olmayan, Alpler, İsviçre Platosu ve Jura Dağları arasında bölünen, 41.285 km² yüzölçümüne sahip bir ülkedir. Alpler toprakların daha fazla bölümünü işgal ederken yaklaşık 8,5 milyon insandan oluşan İsviçreli nüfus çoğunlukla en büyük şehirlerin bulunduğu platoda yoğunlaşmıştır. Bu şehirlerin arasında iki küresel kent ve ekonomik merkez olan Zürih ve Cenevre de vardır.


PARA BİRİMİ

CHF İsviçre Frangı, bazı turistik bölgelerde EUR geçiyor, her yerde kredi kartı geçiyor ama yine de yanınızda Frank olmasında fayda var tabii ki…


1 İSVİÇRE FRANGI =1 EURO


DİL

Biraz araştırınca dört dil konuşulduğunu okumuştuk. Zürih'te baskın olarak Almanca konuşuluyor, fakat Lozan'a geçerken bunun Fransızca'ya dönüştüğüne şahit olduk. Almanca yoğun olmak üzere, Fransızca, İtalyanca ve Romanş (Romen dilleri ailesine mensup bir dildir. Romence ile karıştırmayalım!) dili olmak üzere dört resmi dili vardır. İsviçre nüfusunun %65' ini Alman, %18' ini Fransız, %10' unu İtalyan, %1' ini Romanş kökenliler oluşturmaktadır. Geri kalan % 6' lık kesim farklı etnik kökenlere mensuptur. Dilde buna göre dağılıyor haliyle... Şunu söyleyebilirim ki İsviçre Avrupa'nın özeti gibi; eskiler kendilerine dağ insanı denmesini isterlermiş diye okumuştum.


ÜLKE İÇERİSİNDE SEYAHAT

Biz uçaktan iner inmez Swisspass aldık. 6 gün için kişi başı 370,00 EUR, uçak biletimizden daha pahalı idi... Ayrıca trenler birinci ve ikinci sınıf olarak ayrılıyor.. Bu fiyat ikinci sınıf için... Birinci sınıf 500,00 EUR civarında...

Evet Swisspass Card pahalı, ama birçok faydası da var... Müzeler bedava veya indirimli, tüm ülke genelinde tren, otobüs, tramvayı kapsıyor. Ayrıca tren ile panoromik tur almak istiyorsanız ciddi indirimi var.. Mesela Glacier Ekspress (Chur - Zermatt arası) 154,00 EUR iken; eğer Swisspass var ise 36,00 EUR kişi başı...


Bu arada çok önemli bir detay, eğer gitmeden bir iki ay önceden alır iseniz çok daha uyguna Swiss Pass kartı alabiliyorsunuz. Mesela ben on beş gün önce baktığımda eğer online almış olsaydım 288,00 EUR idi.. Fiyat çok pahalı olduğu için tehlikeye atmak istemedim ve gittim elden 370,00 EUR ya aldım. Ne yaparsın artık...


Bizim gibi birçok şehri arabasız gezecek iseniz kesinlikle Swisspass öneririm. Ben toplu taşıma saatlerini google maps ile takip ettim, saatler birebir uyuyor...



DİKKATİMİ ÇEKENLER

- Sabah saat 11:00'den önce hiçbir müze açılmıyor.

- Restaurantlar sadece öğle ve akşam saatleri açık olup arada kapatıyorlar.

- Eğer Swisspass Card almadıysanız kaldığınız otele sorun derim otelde konakladığınız zaman size o şehirde geçecek olan free travel card veriyorlar.

- Her istasyonda kilitli dolapları var.

- Bir Türk'ün en zoruna giden suya para kısmı burada yok. Bir şişe edinin ve otelinizde musluktan doldurun, tadı da muhteşem,

- Migrosbank var, Migros İsviçre kuruluşu. Buradaki Migros'ların restaurantı var ve dediğim gibi Migrosbank var... Ben şaşırdım, sizi bilemem...

- Trenlerde birinci ve ikinci sınıf ayırımı var.


NE KADAR HARCADIM

O la la.... Çok harcadık :) İsviçre hadi Pegasus'tan ucuz bilet buldum, atlayıp gidelim denecek bir ülke değil imiş.. Biliyordum ama kesinlikle değilmiş... Taşı toprağı altın, yemesi içmesi platin o derece...

Malum yine her zamanki gibi ucuz bileti buldum ve hemen aldım, ama İsviçre gezisi yapacak iseniz kesinlikle bu yolu tavsiye etmem. Çünkü pahalı bir ülke, ucuz bilet buldum diye atlayıp gidilmez. Zürich ufak bir şehir, en fazla iki gün. Ama İsviçre deyince Alp dağlarını görmeniz lazım, Cenevre'yi Bern'i görmek lazım. Tarihsel takıntımızdan bir gidip Lozan'ı kolaçan edip, Montrö'ye gitmek lazım.. Biz bu şehirleri altı günde gezdik. Altı gün demek çok para demek, iyi bir planla gidin.

Hostel 80,00 - 100,00 EUR

Otel 130,00 EUR dan başlıyor. (iki kişilik, kahvaltı dahil seçmenizi tavsiye ederim, bütün otellerde kahvaltılar çok güzel idi)

Swisspass 370,00 EUR

Bir kişilik restauranta yemek 30,00 EUR dan en aşağısı başlayıp ortalama 50,00 EUR.

Migros'tan ekmek peynir 6,00 EUR

Bu gezi bize kişi başı 1200,00 EUR ya patladı uçak hariç...

Uçak gidiş dönüş 125,00 EUR idi en masumu...


NE YENİR, NE İÇİLİR

Le Dezaley, Zürih... Tabii ki fondü. Peynir fondünün içine şarap ekliyorlar, peynirin katılaşmaması için. Bu alışık olmadığımız bir tattı, bayat ekmek eşliğinde hoş bir lezzetti. Onun dışında İtalyan mutfağı yaygın diyebilirim. Çeşit çeşit yerel biralarını deneyebilirsiniz. Şarapları gerçekten on numara...

Zürih'de bir de Dupont Brasserie'de bir öğlen bir gün de akşam yemeği yedik. Çok memnun kaldık ve diğer yerlere göre bütçesi gayet uygundu... Ambians on numara, tavsiye ederim.


Diğer şehirlerde ömrümüz yollarda geçtiği için çok seçici davranamadık açıkçası, önümüze denk gelen yerlerde karnımızı doyurduk diyebilirim...


EN ÇOK ŞAŞIRDIĞIM, YENİ ÖĞRENDİĞİM

Oralara kadar gitmişken, çocukluğumda en sevdiğim çizgi film Heidi’nin de köyüne gitmek istedim ve araştırırken öğrendiğim beni şoke etti…

Verdingkinder… Bu kelime “çıplak ayaklı çocuklar” anlamına geliyor, bir başka deyişle köle çocuklar…


Yine Vikipedi abimizden aynen alıntı yapıyorum:

Sözleşmeli çocuklar" veya "sözleşmeli çocuk işçiler" (Almanca: Verdingkinder), İsviçre'de, çoğunlukla yoksulluk nedeniyle veya ahlaki nedenlerle (annenin evli olmaması, çok yoksul olması, Yeniş kökenli olması vd.) ebeveynlerinden alınan ve genellikle ucuz iş gücüne ihtiyaç duyan yoksul çiftçiler olan yeni ailelerin yanında yaşamaya gönderilen çocuklardı. Yetişkinliğe eriştikten sonra bu çocukların çoğu, yanlarına bırakıldıkları aileleri tarafından ciddi şekilde kötü muamele gördüklerini, ihmal, dayak ve diğer fiziksel ve psikolojik istismara maruz kaldıklarını açıklamaya başladılar. Verdingkinder uygulaması İsviçre'de 1960'lara kadar yaygın olarak uygulandı.

Heidi, İsviçre’nin toplumsal tarihinde hatırlanmak istenmeyen bir gerçeğin simgesidir ve onun çıplak ayakları bugün çocuklara karşı işlenmiş bir suçun yarattığı utancın üzerinde koşuyor. Heidi çıplak ayaklıydı; çünkü çıplak ayaklar, erkek ya da kız bütün ‘köle çocukları’ diğer çocuklardan ayıran keskin uçurumun simgesiydi.



Bu heykel sanırım o çocuklara ithafen yapılmış....


BU KADAR BİLGİ YETER HADİ GEZELİM ………………


GEZİ GÜZERGAHI

3-4 Şubat Zürih

5 Şubat Glacier Express ile Chur - Zermatt

6 Şubat Zermatt, Möntrö, Lozan, Cenevre

7 Şubat Bern

8 Şubat Zürih dönüş...


Uçak biletini uygun görür görmez aldığım hazırlanmak için sadece bir hafta vaktimizin olduğu bir gezi bu... Araştırıp program yapmaya çok vaktim olmadı.. Zürih'e beş günün fazla geleceğini bilet aldıktan sonra gezdiğim birkaç gezi sitesinde anladım.. Ve ne yapabiliriz diye bakınca aslında İsviçre denen ülkenin avuçiçi kadar bir yer olduğunu gördüm ve birkaç şehir gezelim dedim. Lozan'a çok vakit ayıramadık, sadece iki saat diyebilirim. Ama eğer vakit olsa idi Montrö'de şarap bağı gezilerine katılmak isterdim. Glacier Ekspress turu kesinlikle yapılması gereken bir tur. İsviçre'yi baştan aşağı tren ile gezmekte bir sıkıntı yaşamadık. Ama şunu da demeliyim ki İsviçre, eğer kayak yapmıyor iseniz, kesinlikle ilkbaharda gezilmesi gereken bir ülke...



ZÜRİH

Zürih'te en dikkatimi çeken, diğer gördüğüm Avrupa şehirlerine göre gece hayatı daha dolu dolu.. Gündüz ne kadar insan görüyor iseniz sokaklarda bir o kadar da akşam saatlerinde görebilirsiniz ve tüm restaurantlar barlar dolu dolu... İlk öncelikli eski şehrini gezdik. Küçük butik çikolata dükkanları göz kamaştırıcı idi...



Zürih Hauptbahnhof, Zürih'in kalbi işte tam da burası. Zürih Merkez Tren İstasyonu, nereden Zürih'e gelirseniz gelin ilk uğrağınız burası oluyor. 1847 yılında ana tren istasyonu olarak açılmış, ülkenin en büyük tren istasyonu. İçerisinde cafeler, büfeler, mağazalardan oluşan bir alışveriş merkezi bulunuyor. Ayrıca Swisspass Card'ı buradan alıyorsunuz, fakat bir fotoğrafını çekmemişiz :)


Grossmünster 12.yy'dan kalma bir Protestan Kilisesi, Limmat Nehri'nin hemen kıyısında yer alıyor. Tüm Zürih manzarasına hakim olabileceğiniz bir yerde Grossmünster'in kulesi; 180 basamak. Çıkın derim...



Bahnhofstrasse Caddesi, bildiğim bilmediğim birçok markanın yer aldığı lüks bir alışveriş caddesi. Şahsen sabahın erken saatlerinde henüz hiçbir mağaza açılmamışken gezdik. Her türlü sadece ve sadece vitrinlere bakacaktık zaten :)



Old Town, Limmat Nehri kenarına kurulmuş... Çok güzel eski evlerden, sokaklardan, kiliselerden, meydanlardan oluşuyor. Hangi şehir olursa olsun "Old Town" da yürümeye bayılıyorum.. 19.yüzyılda bu halini alan eski şehirden bazı kareleri aşağıda görebilirsiniz.



St.Peter Kilisesi St.Peter’s Kilisesi’nin saati Avrupa’daki en büyük saat kulesi kadranına sahip.. 8.64 metre çapındaki bu devasa kadrana 5.73 metre uzunluğunda bir yelkovan ve 5.07 metre uzunluğunda bir akrep eşlik ediyor. Şehrin her yerinden görülüyor diyebilirim..



Fraumünster, Bizim Lady Kilisesi'nin ismine bayıldım.. İsmi nerden geliyor diyorsanız Vikipedi'den alıntı yapıyorum...

"Kuruluşuna dair anlatılan efsaneye göre Frank kralı Alman Ludwig'in iki kızı Hildegard ve Bertrha, Baldern kalesinden Albis'e gelir ve kendilerini Tanrı yoluna adarlar. Sık sık yakınlardaki Zürih'e uğrayıp aziz Felix ve Regula'nın şapelinde dua ederler. Tanrı bu inançlı kızkardeşlere bir geyik gönderir. Geyiğin boynuzlarında parlak bir ışık yanmakta ve kardeşlere karanlık ormanın içinde yol göstermektedir. Geyik sonunda kardeşleri Limmat'ın kıyısında daha sonra kilisenin yapılacağı yere getirir. Ludwig de buraya bir manastır inşa ettiririr, idaresini, önce büyük kızkardeş Hildegard, daha sonra da küçüğü olan Bertha yürütür."



GLACIER EXPRESS

Kesinlikle yapmanız gereken bir yolculuk. Eğer Swisspass alır iseniz 36,00 EUR kişi başı. Muhteşem bir keyif, muhteşem manzara... 5 buçuk saat kadar sürdü, yemek yiyip içkinizi yudumlayabiliyorsunuz. Biletler birinci ve ikinci sınıf olarak ayrılıyor. Biz ikinci sınıfı kullandık. Dünyanın en yavaş treni olduğunu söylemem lazım. St.Moritz ve Zermatt arası 8 saat sürüyor fakat biz Chur'dan bindik. O gece Zermatt'da kaldık. Zermatt'ta kalmanızı da tavsiye ederim, çünkü bir o kadar yolu daha geri dönmek zor ya da bir önceki durak Visp'te de kalabilirsiniz.



Zermatt ve Matterhorn

Zermatt araçsız bir şehir. Araba yok sadece kendi içinde bizim İstanbul Adalar'daki gibi elektrikli araçlar kullanılıyor. Müthiş bir kayak merkezi ve herkes kayak kıyafetleri ile caddede yürüyor, büyük küçük, çoluk çocuk... Annelerinin karnından kayak takımı ile çıkmış gibiler desem abartmam :) Zermatt deyince Matterhorn dağı göz kamaştırıyor... Matterhorn dağı Toblerone çikolatasının logosu malumunuz... Eğer vakit ayırabilirseniz Matterhorn Glacier Paradice teleferik ile Matterhorn dağına çıkabilirsiniz. Biz otelimizin çatısından izlemeyi yeğledik.. Kayak yapmayı sevenler buraya daha çok vakit ayırabilirler. Bilenler kayak yapmadan dönmesin.




Montrö - Lozan - Cenevre

Buralara kadar gelmişken bir antlaşmalara gözatalım dedik. Zermatt'tan trenle iki saatlik yolculuk Montrö'ye geldik. Sahil kasabası gibi göl kenarında çok güzel bir şehir. Montrö antlaşmasının yapıldığı otele gittik, Fairmont Otel...



Şunu söyleyebilirim ki İsviçre'de tren ile yolculuk oldukça kullanışlı. İstasyonlar şehrin göbeğinde yer alıyor. Onun için biz kolaylıkla bir gün içerisinde tren ile Zermatt-Montrö-Lozan ve Cenevre yapabildik. Montrö daha çok sakin bir sahil kasabasını anımsatıyor. Göl kenarında birçok otel var. Cenevre gölünün bir kıyısında Montrö şehri bulunuyor... Burada göl kenarı boyunca yürüme yerleri ve parklar var. Yaklaşık 4 km'lik bir yolculuk ile Chateau de Chillon şatosu var ama biz gitmedik. Tea Saloon, çay salonlarında güzel kahvaltı seçenekleri sunuyorlar. Veeeee buraya kadar gelmişken kesinlikle üzüm bağları arasında küçük trenlerle yapılan turlara katılın.. 2007 Unesco Dünya Mirası Listesi'ne giren Lavaux bağları arasında ki geziler. Size bağ bağ tadım yaptırtıyor, şarap alışverişi yapabiliyorsunuz.



Lozan'a yaklaşık bir saatte vardık tren ile. Yol boyunca üzüm bağları eşlik etti bize. Trene biner binmez Fransızca ağırlıklı konuşmalar başladı etrafta. Çok fazla kalmadık Lozan'da. Gördük mü gördük demek için uğradık gibi oldu.


Cenevre'de bir gece kaldık. Cenevre, Cenevre Gölü'nün kıyısında bir şehir, Fransızca konuşuluyor. St.Pierre Katedrali'ne, Old Town'a doğru yürüyüş yaptık. Caddelerde yürürken birçok lüks mağazaları görüyorsunuz.

Patek Philippe Müzesi maalesef erken saatte kapalıydı.

Tavel House'a gittik, ama saat 11:00'de açılıyordu gezemedik. Yukarıda yazığım gibi tüm İsviçre biraz geç uyanan bir ülke, mesai geç başlıyor. Mağazalar, müzeler 11:00'den sonra açılıyor.





Montrö, Lozan ve Cenevre'ye tamı tamına 24 saatte bir dokunup geçtik. İyi oldu mu, bir yerde iyi oldu... :)


BERN

İsviçre'nin başkentindeyiz. Bern, old town da bulunan 15. yy. dan bugüne gelen tarihi evleri sebebi ile Unesco koruması altına alınmıştır. İşte birkaç kare;



Bundeshaus Rönesans tarzı haşmetli bir parlemanto binası. Bern başkent olduğu içindir ki; 26 kanton bölgeden oluşan İsviçre'yi sembolen binanın önünde 26 çeşme görüyoruz.

Parlamento gezisinde 5 dilde rehberli tur hizmeti veriliyor. Her detayı merak edenlere bu turlara katılmalarını öneriyoruz.


Bern Katedrali İsviçre'nin en büyük ve en eski katedralidir.. Bahçesinden muhteşem Bern manzarasını seyre daldık. Ortaçağın sonunda inşaa ediliyor. İçine girmenizi tavsiye ediyoruz, Vitraylar muhteşem.


Tüm fotoğraflar nev-i şahsıma ve sevgili eşime aittir.. Umarım bir parça ilham olabilmişizdir... Sevgiyle kalın...


93 views0 comments

Recent Posts

See All

İSPANYA-BASK BÖLGESİ-SAN SEBASTIAN

(22 HAZİRAN - 02 TEMMUZ 2023) İspanyaaa’da yağmur, her yer çaaamur (My Fair Lady filminden). Çocukluğumda izlediğim bu siyah beyaz film...

ROMA (20 - 27 Nisan 2023)

7 GÜN - 150 KM - 175000 ADIM - HAZIR MISINIZ ? Çok uzun demek yok :)) Roma'ya kaç kere giderseniz gidin bir daha gitmek için her zaman...

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page